Powered By Blogger

25 Haziran 2011 Cumartesi

THE WICKER MAn 2.5/10

Tamam son olarak sizi özellikle bir film hakkında uyarmadan duramayacağım.. fazla kötü film sıraladım farkındayım ama ne yapıyorsam hep siz mutlu olun, böyle kötü kötü filmler izleyip sinirinizi bozmayın diye :PP



Neyse sözü fazla uzatmayacağım zira bu film için sarfedeceğim her söz zaman kaybı.. (ama işte dediğim gibi sizin sinir krizi yaşamamanız için feda olsun :P)

Bir şerife eski nişanlısından mektup gelir.. gizemli bir topluluğun yaşadığı bir adaya yerleşmiştir ve kızı kaybolmuştur.. kızını ada sakinlerinin kaçırdığından emindir ve onu bulması için yardım isteyebileceği başka kimse de yoktur..

-ceeeeee (ada sakinleri)

Şimdi böyle anlatınca sanki güzel bir filmmiş gibi görünüyor olabilir.. o tamamen benim anlatımımdaki akıcılık ve tarzımdaki gizemle alakalı bir durum :PPP yanılmayın.. yahu sevgili nicholas cage’in adaya gidişinden itibaren birbirinden saçma, abuk sabuk haller, tuhaf tuhaf hareketler, manyak manyak bakışlar.. ne oluyor kardeşim.. bir de final yapmışlar ki.. aman allahım.. çektiğim ızdıraptan ağlamak istiyorum.. 

-sen.. 1+1=2 ise 25 in kare kökü kaçtır ?

Madem o kadar ızdırap çektin neden sonuna kadar götürdün diye soracak olursanız o içimdeki sonsuz iyimserlik, pozitif yaklaşım, her kötünün içinde bir iyi vardır felsefesinden hareket edişim ve filmin içindeki iyiyi arayışım… filan değil tabi ki… neden ben de bilmiyorum.. öyle başladık bir kere bi gayret diye diye başladı bitti..

Kıssadan hisse, the wicker man’i duyduğunuz ya da gördüğünüz yerde hemen ortamdan uzaklaşın diyor hasretle gözlerden öpüyorum efenim.. sevgiler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder