Powered By Blogger

25 Haziran 2011 Cumartesi

MEMENtO 8/10

o günlerde pek bilinmemekle birlikte bence önce mementoyla son dönemde de inceptionla kendini kanıtlamış bir yönetmen christopher nolandan süper bir film..

artık eskiler arasında yerini aldı aslında.. 11 yıl olmuş ya inanamadım şimdi.. şimdiye çoğunluk da benim gibi izlemiş görmüş olsa gerek.. olsun yine de başladık bir kere.. gerçi ben bir kere değil bir 4-5 kere izledim filmi tam anlayabilmek için.. çok zeki değilim tamam olabilir.. yaratan beni de böyle yaratmış.. bir kerede anlayabilen varsa ona da saygı duyarım..

neyse.. ne diyordum.. burası neresi.. ben kimim.. siz kimsiniz.. siz var mısınız.. evet konu da işte biraz bu hesap..  yaşadığı bir kaza sonucunda kısa süreli hafıza kaybı yaşamaya başlayan bir abinin dramı.. kaza öncesi anıları hariç, her 3 dakikada bir kafası resetlenen bir adam.. ama unutmaması gereken çok önemli şeyler var.. karısına tecavüz edip öldüren adamı yakalamak tek amacı.. aslında bir nevi yaşama sebebi de denilebilir... ve bu yolda öğrendiği şeyleri unutmamak için vücuduna yazıyor..











-şu yağda yumurta tarifini de bulmuşken sol kola kazıyayım da aç kalmayayım..

 filmin en ilginç tarafı iki ayrı seyrinin olması.. siyah beyaz çekimler baştan sona, renkli çekimler de sondan başa doğru ilerliyor.. ve ortada bir noktada buluşuyor bu anlar.. ve hep adamın hafızanın sürdüğü kadar kısa ve kesik sahneler ardarda sıralanmış..

böyle zeki hazırlanmış bir senaryonun sonucu da, bir puzzle çözmeye çabalar gibi izliyoruz filmi.. dolayısıyla sıkılmaya fırsat bile bulamıyoruz..

-tuvaletten sonra elini yıka..

özetle.. gelmiş geçmiş en sağlam filmlerden birisi diyorum.. çünkü izledim ve gördüm :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder