Powered By Blogger

25 Haziran 2011 Cumartesi

THE gIRL WITH THE DRAGON TATTOO 8 (***)/10

Stieg Larsson’ın  Milenyum üçlemesinden ilk parçasının sinemaya uyarlaması olan film, müthiş bir kitabın süper görseli olmuş benim için.. Önce filmi izledim bu sefer.. çok beğenince kitabını da okumalıyım dedim.. normalde tersini yaparım.. Senaryo, bir iki detay dışında aslına bağlı kalmış.. ne de güzel olmuş..

İsveç yapımı filmimizin konusuna gelirsek;. Mikael Blomkvist büyük yolsuzlukları ortaya çıkarmasıyla ün yapmış Milenyum dergisinin baş yazarıdır ve bir gün yine ünlü Vanger Şirketler Grubu yöneticilerinden Henrik Vanger onu arayarak, 40 yıl önce hiç iz bırakmadan ortadan kaybolan yeğeni Harriet Vanger’in başına ne geldiğini araştırmasını ister.. Onca yıl boyunca polis tarafından izine rastlanmayan ve öldüğüne inanılan Harriet’le ilgili araştırmalarında kendisine süper zeki bir hacker ama bir taraftan da asosyal ve sorunlu bir genç kız olan Lisbeth Salander yardım edecektir.. Araştırmada yakaladıkları bir  ipucu ikilinin, 40 yıl önceki gizemli kayboluşla o yıllarda işlenen seri cinayetler arasında bir bağlantı olduğunu fark etmelerini sağlayacaktır..

-burnumun sol kanadına da bir hızma taktırmak istiyorum böyle sağa çekiyorum da..

Ve olaylar gelişir..

Harriet Vanger hikayesi, ortada dolaşan siyah beyaz fotoğraflar, ufak ufak ipuçlarının bir araya getirilmesindeki ustalık, filmin gayet sürükleyici olmasını sağlamış.. hiçbir yerinde sıkılmak gibi bir durum söz konusu olmuyor, aksine ortaya ne çıkacağını dakika daha bir merak ediyorsunuz.. ve olay çözülmeye başlarken de tabi biraz biraz tahmin de edebilmekle birlikte bazı durumlarda şaşıradabiliyorsunuz...

Lisbeth tiplemesinin çok başarılı olduğunu ifade etmek isterim.. hem karakter olarak hem de fiziksel olarak favorim.. Sırtında kocaman bir ejderha dövmesi var tahmin edebileceğiniz gibi.. gerçi dövmenin hikayesini henüz öğrenemedik ama bu dış dünyaya öfkeli genç kızın zor bir çocukluk geçirmiş olduğunu öğreniyoruz ilerleyen dakikalarda.. devamını da daha ilerleyen dakikalara bırakıyoruz..

-gerçek mi acaba :P

Serinin en acıklı yanıysa, yazarın üçlemeyi tamamladıktan sonra daha basılmadan önce 2004 yılında aniden vefat etmiş olması..

Özetleee, hemen ikinci kitabı alıp okumama sebep olan The Girl With The Dragon Tattoo’nun mutlaka izlenilmesi gerekenler listemde üst sıralarda olduğunu belirtir, sevgilerimi sunarım efenim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder